Önceki yazılarımda Yansıtma kavramından bahsetmiştik, şimdi onun birçok yönden karşıtı olan içleştirmeye kısaca bakalım mı?
🧚♀️🧚♀️🧚♀️
İçleştirme mekanizması kişinin bir diğer insanın ya da bir grubun bazı özelliklerini ve inançlarını kendi benliğine katarak kişiliğinin parçası durumuna getirmesidir.
🧚♀️🧚♀️🧚♀️
Depresyona eğilimli olan kişi hoşgörüsüz ve suçlayıcı ana-baba tutumlarıyla yetişmiş olduğundan, egosu yeterince gelişmemiştir ve bundan ötürü çevresindeki insanlara aşırı bağımlıdır.
🧚♀️🧚♀️🧚♀️
Aşırı bağımlılık ise sevgi duygularının yanı sıra bilinçdışı düşmanca duygular da oluşturur. Böyle bir kişi herhangi bir nedenle reddedilir ya da terk edilirse; 1) suçluluk duyguları ve güçsüzlüğü nedeniyle kızgınlığını dışa vuramadığından, 2) sevdiği insandan kopmanın yarattığı anksiyeteyi hafifletmek amacıyla bu insanı benliğine mal ederek onunla olan ilişkisini simgesel bir şekilde sürdürür.
🧚♀️🧚♀️🧚♀️
Sonuç olarak kişi; bağımlı ve kendine şiddet uyguladığı bir ilişkiden ayrışmak yerine, o ilişkide kalabilmek için kendini ikna etmeye başlar. Icsellestirilen her inanç, bir ikilem yaratır ve her ikilemde kişinin içinden çıkamadığı bir cehenneme sürükler.
🧚♀️🧚♀️🧚♀️
Eğer inançlarımızın, değer yargılarımızın farkına varıp varlığımıza hizmet etmediğini anlayabilirsek, tutsaklıktan kendimizi kurtarmış ve sağlıklı ilişki kapsamında; ihtiyacını dile getirebilen, huzursuzluğu tahammül etmekten ayrılabilen, sınırları belirlenmiş bir ilişkide yaşamaya başlayabiliriz.
Oya Şafak
www.ruhumveben.com.tr
@ruhum.ben